Konuşmak için konuşan insanlar vardır bilgisizce, düşüncesizce… Aklına gelenler, dillerinden dökülenler ve her şeyden önemlisi kalplerinden süzülenler farklıdır. O kadar şey söylerler ki dediklerinin çıkmaması için bile tek sebep yok.
Hemen hemen her olaya dair bir laf söylerler. Olaylar daha başlamadan oluşabilecek ihtimalleri değerlendirip sözlere dökerek o mevzunun sonunda “ben demiştim” lafını araya sıkıştırma hakkını kendilerinde görürler. Uçsuz bucaksız bir tartışma içinde “ben haklıydım” veya “benim sezgilerim kuvvetli” ya da “ben öngörülerimi tecrübelerimle birleştiriyorum” kelimeleri ile süslerler. Neden böyle yaparlar ki. Hepimiz yapıyoruz bunları bilinçli veya dolaylı olarak. Belki de insanların egosunu tatmin etmek için yaptığı ufak oyunlardır. Aslında “ben” sözcüğü başlı başına bir ego terimi olabilir. Tasavvufi olarak düşünürsek Selçuklu Devleti’nde kadılık yapan ve tanış olduğu hocası Taptuk Emre sayesinde tasavvuf ile tanışan Yunus Emre’nin “Severim Ben Seni Candan İçeri” şiirinde geçen “Beni bende deme bende değilim / Bir ben vardır bende benden içeri” mısralarındaki “ben” kelimesinde bahsedilen “ben” bile kendinden geçme olarak anlatılmaktadır. günümüzde ise bu tarz düşüncelerden uzaklaşmış bir Dünya düzeni ile karşı karşıyayız. öncelikle tüm benliklerimizden arınıp ben demiştim kelimesinden vazgeçmeliyiz.
Psikoloji bozan kelime: “Ben Demiştim”
İnsanların sevinçlerine, üzüntülerine, ruhsal durumlarına bakmaksızın bu kelimeleri söyleyerek onların içinde bulunduğu psikolojik durumları etkileyebilir ve istemeden bilinçsizce üzebiliriz. Toplumsal bu sorunumuzu bir çok kişilerin anlattığı hatta bunları sanatlarına entegre ederek şikayetleri dile getirdikleri yadsınamaz bir gerçektir. Kenan Doğulu’nun “Ara Beni Lütfen” şarkısında bahsettiği nakarat kısmında “Ben demiştim demeyi ezberledim gitmeyi” sözlerine yer vermiştir. Bu kelimeleri dile getirirken kendi duygularımızı tatmin edip başka insanların duygularını kırdığımızı görüyoruz. Her kelimenin bir psikolojik ve kültürel bir kullanımı vardır. Psikolojik hastalık olarak uzmanların görüşleri alınmalıdır. Ufak görünen sorunların aslında geçmişte yaşanılmış bir kaynaktan geldiğini ifade ederler.
Kelimelerin gücüne inanan bir insan olarak kelimenin aslında bir ok olduğunu düşünürüm. Kimi hedef aldığınız, nasıl hedef aldığınız, rüzgarın yönü ve şiddeti, kullandığınız okun ve yayın cinsi gibi bir çok şekilde türetebileceğimiz sebepler bizim aslında kendi iç dünyamızı yansıtır. Oku fırlattıktan sonra hedefe varışını izlemek ve beklemek gerekir. Ben demiştim kelimesini söylediğimizde zaten bir çöküntü ya da sevinç içinde olan karşı taraf mutlaka bir tepki verecektir. Bu tepkilerden aldığımız olumlu ya da olumsuz dönüşler ise doğrudan olacakların sebep kaynağıdır. Bazen insan bu kadar bunalır ki bu sözlerden “size, ben demiştim dedirtmeyeceğim” diye tepki verebilir. Ne olursa olsun sağlam kararlar alıp, aldığımız kararları istikrar ile devam ettirdikten sonra kimseye ben demiştim fırsatı vermeyebiliriz.
Ben demiştim kelimesi ile daha mutlu hayat.
Ben demiştim ile başlayan her kelime altında aslında geçmişe dönük bir uyarı veya bir dikkat çekme olayı vardır. Her gün karşılaştığımız kelimeyi Dünya genelinde 7.5 milyar insan 7 kıtada farklı dillerde fakat en önemlisi “aynı anlamda” kullanıyor. Ne olursa olsun bu durumu azaltmalı ve vazgeçilmelidir. Daha mutlu olunabilecek bir yaşam için ufak fedakarlıklar yapabilirsek göreceğiz ki en kısa zamanda mutluluk kovalayan insanlar yerine, mutluluğun peşimizde koştuğu bir hayat bizim olacaktır.
Not alın “ben demiştim”… Esen kalın