PSİKOLOJİ

Günlük hayatta pek çok ruh hallerine giriyoruz. Bir pazartesi sabahı diyelim, pazartesi sendromu diye bir şey var biliyorsunuz ki. Bu pazartesi sabahında yataktan çıkmak bize sanki eziyettir. Sıcacık yatağımızı bırakıp, sabahın erken saatinde kalkıp iş için / okul için hazırlanmak bir nevi eziyet gelir. Günün ilerleyen saatlerinde kendimizi normalde olduğumuzdan daha yorgun hissedebiliriz. Biran önce akşam olmasını beklerken girdiğimiz o ruh hali aslında psikolojimizin en ince çizgisidir.

Psikolojinin tanımına gelecek olursak eğer;

Davranışlarımızın ve zihinsel süreçlerimizin incelendiği bir bilim dalı olduğunu söyleyebiliriz. Davranışlarımız, yaptığımız her şeydir. Zihinsel süreçler ise, düşünmemiz, hatırlamamız ve hissetmemiz gibi içsel olgulara işaret eder.  Yani psikologlar konuşmak veya hareket etmek gibi sadece gözle görülebilir davranışları değil; duygu, algı, rüyalar, motivasyon, tutum gibi soyut ama dolaylı olarak ölçülebilen davranışları da çalışmaktadır. Davranışlar ve zihinsel süreçler sadece göz kırpmak kadar basit veya en zor matematik problemlerini çözmek kadar karmaşık olabilir. Dolayısıyla insanların yaptıkları, düşündükleri, hissettikleri hatta bedensel fonksiyonlarını sürdürmelerini sağlayan biyolojik aktiviteler bile psikoloji biliminin çalışma alanı içine girmektedir.

İnsan davranışlarını sadece psikologlar anlamaya çalışmaz. Günlük hayatta hepimiz başkalarının (hatta kendimizin) neyi, neden, nasıl yaptığını, duygular, düşünceler ve davranışlar arasındaki ilişkileri anlamaya çalışırız. En yakın arkadaşımızın üzüldüğünü gördüğümüzde bizde üzülürüz, küçük bir köpek yavrusu gördüğümüzde onu sevmekten alıkoyamayız kendimizi ya da komik bir karikatüre denk geldiğimizde kahkahamızı tutamayız. Psikoloji içimizdeki duyguların ve ruh halinin ortaya çıkma şeklidir bu şekilde.

Her bilim dalının bir amacı vardır.

Örneğin fiziğin amacı farklı olayları en genel yollarla matematik ifadelerle açıklayan doğa yasalarını ya da temel ilkelerini ortaya çıkarmaktır. Psikolojinin de amacı organizmanın özellikle insanın davranışlarını inceleyerek genel yasalara varmaktır. Acıktığımızda yemek yememiz, sevilmek istediğimizde aşık olduğumuz ve uykumuz geldiğinde uyuduğumuz gibi.

Psikolojinin çalışma alanı insan davranışlarıdır. İnsan davranışlarının ne olduğunu, nasıl olduğunu, niçin olduğunu araştırmak, araştırma sonuçlarından hipotez, yasa, teorilere varmak psikolojinin görevidir. Toplu deneylerin yapıldığı, ortaya bir olay atıldığında bu olayın gerçekliğinin ne derece olduğunu saptamak için insanlardan yardım alınabilir. Araştırmada ulaşılan sonuçlar, insanların ruh halinin olay karşısında nasıl bir tepki verdiğini görmek olur. Ve bundan sonraki her yaklaşım bu psikolojik sonuca göre gerçekleştirilir.

Günümüzde psikolojinin bulgularından, çok değişik alanlarda yararlanılır. Eğitim, tıp, endüstri, ekonomi gibi olaylarda psikolojik bilgiler, insanların daha başarılı olmasını sağlamaktadır. Büyüme, gelişme, yetenekler, ilgi alanları, zeka, heyecan, bellek, düşünme, öğrenme konularında elde edilen psikolojik bilgilerin eğitim alanında kullanılması ile bu alanda başarı yükselmiş, daha sağlıklı, daha modern bir eğitim anlayışı gelişmiştir. Sınavlara hazırlanan gençlerin psikologlar tarafından destek alarak ruh hallerini sakinleştirmeleri, evlilik sürecinde rol kaygısı yaşayan çiftlerin, destekler sonucu evlilik hattında eğitimlerine destek olması da örneklerdendir. Psikolojik eğitim kişinin hayata daha pozitif bakmasına ve aldığı sorumluluğun korkusunu yok etmesine yardımcı olur.

Böylelikle sadece matematik gibi bilim dallarıyla değil, psikolojiyle de eğitimimize katkıda bulunarak gelişim sürecimizi her iki açıdan tamamlayabiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir