Bir topuklu ayakkabı alışverişi sırasında “Ah biz kadınlar! Ne kadar da zorlu bir yaşamı tercih ediyoruz. Güzel olmak için ne kadar zahmetlere giriyoruz.” düşüncesi sayesinde oluşan bir yazı bu.. Bin bir zahmetle giyilen, ince topuklu ayakkabılar, ayakta şık ve bir o kadar sexy dururken amma da çok can acıtıyor oysa ki. Ama bizlere de zorla “Topuklu ayakkabı giy!” diyen insanlar yok etrafımız da, bu bizlerin zorlu ve bir o kadar da aşkla yaptığımız seçimimiz kabul etmeliyiz.
Oysa topuklu ayakkabı ilk olarak erkekler için tasarlanmıştı değil mi?
At binmek zorlu ve bir o kadar da eğlenceli bir eylem. Ancak eski dönemlerde erkekler atlara binmekte zorlandıklarından topuklu ayakkabıyı, ata binerken üzengilerin üzerinde rahat durabilmek için aksesuarlar olarak tercih ettiler. Bu durumu bir çok yerde okumuş ve ya duymuşsunuzdur. Bundan daha öncesine de dayanır aslında bu topuklu ayakkabı mevzusu,yerlere dökülen kanlardan rahatsız olan kasapların kullandığını ve tarla da çalışan erkeklerinde kullanmış olma ihtimalleri de rivayetler içerisinde; ama asıl önemli mevzu ilk olarak erkeklerin kullanmış olması. Asalet ve zarafet ögelerinden biri olan topuklu ayakkabı, erkekler tarafından hayat kolaylaştırıcı aksesuar olarak kullanılırdı. Üzengiyi kavramada kolaylık sağlayan yüksek topuk, erkeklerin attan savrulmasını engellerdi.
Ancak 16. yüzyılda işler değişti..
Erkekler topuklu ayakkabı giymekten vazgeçti ve topuklu ayakkabılar kadınların vazgeçilmezi oldu. Kadınlar için nasıl vazgeçilmez bir hal aldı bu topuklu ayakkabılar kim bilir? Tabii ki yine bir İtalyan aşkı.. Floransa’nın ünlü ailelerinden birisi olan Mecidis’lerin küçük kızı Cetherine’nin boyunun kısa olmasıyla tasarlandı ilk gösterişli kadın topuklu ayakkabısı. Cetherine bir dük ile evlenme kararı aldı, ama boyu çok kısaydı ve düğününün gösterişi içerisinde kendisi boyu yüzünden parlaklığını ve ihtişamını yitirmek istemiyordu. Bir rivayete göre, Leonardo da Vinci, Cetherie’nin uzun gözükmesi için ihtişamlı bir topuklu ayakkabı tasarladı. Cetherine bu ayakkabıyı o kadar çok beğendi ki hem boyu olduğundan uzun gözüktü hem de düğünün de en ilgi çekici kişi oldu.
Tüm kadınlar aralarında konuştu tabii.
Cetherine’nin boyunu herkes biliyordu. Herkes şaşkınlık içerisinde bu kadar uzamasını anlamaya çalışıyordu ve ortaya ayakkabıları çıktı. “Neymiş o? Aaa! Ayağında ki tam olarak ne? Off ne kadar güzeller.” diye kadınlar arasında bir konuşma kesinlikle geçmiştir. Ee tabi hal böyle olunca kıskanmak kaçınılmaz. Kadınlar içten içe kıskanmaya başladı Cetherine’i, Cetherine de tabii kendini en önemli hissetti. Düğün ona ait olduğu için zaten en önemli isimde oydu ama topuklu ayakkabıların da katkısı fazlasıyla oldu tabii. O dönemden sonra da kadınlar için topuklu ayakkabı zarafet göstergesi oldu. Topuklu ayakkabılar çeşit çeşit üretilmeye başlandı. Şimdi günümüze kadar kim bilir ne yollardan geçti, ancak ayakları acıtsa bile kadınların vazgeçilmezi olmaktan asla çıkmadı..