HARRAN

Şanlıurfa’nın o huzur dolu havasını içine çektikten sonra insan diyor ki; “Bu yakınlarda dünyanın en önemli bilim merkezlerinden birisi vardı, bir de orayı gezmek lazım!”

Harran, Kuzey Mezopotamya’nın en eski yerleşimlerinden biri ve önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden birisiydi. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Mezopotamya’dan Anadolu’ya olan ticaret akışının binlerce yıl Harran üzerinden yapılmış olması bu ilçede tarihi zengin bir kültür birikimin oluşmasını sağlamıştır. Harran halkının neredeyse tamamını Arap kökenli Türk vatandaşları oluşturur. Suriye sınırına yakın, Şanlıurfa’ya 44 kilometre uzakta olan Harran Şanlıurfa’nın güzel bir ilçesidir.

Atina ve Mardin gibi dünya bilim merkezlerinden birisidir ve dünyanın ilk üniversitesi de Harran’dadır. Battani gibi bilim adamları, İbn-i Teymiyye gibi alimler burada yetişmiştir. Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski putperestlik inancının önemli merkezlerinden birisi olmasıyla ünlüydü. Bu nedenle bu ilçe de astronomi ilmi çok ilerlemiştir. Dünyadaki üç büyük felsefe ekollerinden birisi “Harran Ekolü”dür.

İslam tarihçileri ilçenin kuruluşunu Nuh Peygamber’in torunlarından Kaynan’a veya İbrahim Peygamber’in kardeşi Aran’a (Haran) bağlar. Hz. İbrahim Filistin’e gitmeden önce bu şehirde oturduğu için Harran’a Hz. İbrahim’in şehri de denilmiştir. Ayrıca Harran’da, Hz. İbrahim’e ait bir ev bulunduğu, namaz kılması için bir mescidin olduğu ve sırtını yaslaması için bir taş bulunduğundan da söz edilir.

Harran adının geçtiği ilk buluntular Ebla’da bulunan çivi yazısı tabletlerdir. Bu tabletler ilçe “Ha-ra-an” olarak geçmektedir. Bu ad Sümerce’de ve Akat dilinde “seyahat” ya da “kervan” anlamına gelmektedir. Bazı başka kaynaklarda da “kesişen yollar” ya da “şiddetli sıcak” anlamına geldiği de belirtilmiştir.  Ve emin olun Eylül ayında bile 40 derece sıcaklığa ulaşan bir ilçedir.

Harran’ın en çok ilgi gören tarihi ve kültürel yeri, taş kümbet evleridir. Kare taş duvarlar üzerinde bulunan koni biçimli tavanından oluşan bu evler, Harran harabelerinin antik mimarisi sayılmıştır. Yan yana gelen tekli kümbetler kemerlerle birbirlerine bağlanarak içeride geniş oturma alanı oluşturmaktadır. Bu kümbet evlerin en önemli özelliği bölgenin iklimine uygun olarak yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır. Ve halk arasındaki bir inanışa göre bu evlerin içerisinde tavuğun daha verimli yumurtladığına, at gibi binek hayvanların daha uysal olduğuna ve yiyeceklerin bozulmadığına dair yaygın bir inanış vardır.

1979 yılında arkeolojik ve kentsel SİT alanı ilan edilen Harran’da kümbet evler korunmaya alınmıştır. Kümbet evlerin önünde küçük bir çay bahçesi alanı oluşturulmuş, gelen tüm ziyaretçiler ve turistler orada ağırlanıp, yöresel kıyafetler eşliğinde fotoğraflar çektirebilmektedir. Kümbet evlerin içerisi dekoratif olarak eskiden kullanılan ev eşyaları, takılar, kıyafetler ile doldurulmuş, gelen ziyaretçiler için ilgi çekici hale getirilmiştir.

Ülkemizin sayısız güzelliklerinden birisi olan Harran’a yolunuz düşerse bir gün mutlaka uğramalı, bilim kokan bu ilçeyi gezmelisiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir